Osmaniye eşrafından Divlimoğlu Hacı Efendi, genişçe bir araziyi yurt tuttuğu Zorkun yaylasında , patates, darı (mısır) vb. ektirirmiş. Hem yaylasını yaylar, hem de bahçesinden iyi kötü bir mahsül alırmış. Hali vakti yerinde, sevilen ve sayılan, belli de bir adam. Bir gün nasıl oluyorsa oluyor, her halde bahçe sulama sırası yüzünden, Divlimoğlu'nun adamları ile yayla sakinlerinden bir gariban, münakaşaya tutuşuyorlar. Adamcağız, bunlara laf anlatamayınca Divlimoğlu ile görüşmek istiyor amma ne mümkün! Öte ha, beri ha derken bunların elinden kurtuluyor ve Divlimoğlu'nun karşısına dikiliyor ve başlıyor söylenmeye:
Çevirtmişsin Mitisin'den beriyi,
Döşetmişsin patatisnen darıyı,
Oluk diye kesdirttiğin toruyu,
Sok g..ne Divlimoğlu!
Deyince, Divlimoğlu, gülsün mü, ağlasın mı...Diyebileceği tek şey var ve onu diyor: "Ne istiyorsa hemen verin şuna ulan! Söyletmen şu adamı!.."
* * *
Not: Eskiden ne plastik, ne de demir boru olduğundan, su olukları için, 15-20 cm. çapındaki genç çam ağaçları, boyuna ikiye biçilir ve içleri boşaltılarak "oluk" yapılırdı. Bu olukların yapıldığı bu genç çamlara da "toru" denirdi.
...
12 Ekim 2010 Salı
"Döşetmişsin patatisnen darıyı..."
Gönderen
Hikayeci: Vecihi Batmaz
zaman:
11:21
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
Osmaniye tarihinden...
0 yorum:
Yorum Gönder