5 Aralık 2010 Pazar

Karcaş koca Maraş karcaş!

Yokluk yılları... Maraşın uzak dağ köylerinden birinde, askerliği dışında köyden hiç çıkmamış bir Mehmet emmi var. O kadar ki, artık yaşı ilerlemiş, yüzünü ihtiyarlığa dönmüş amma arada bir de olsun, ne kadar ısrar etseler, köyden dışarı adımını atmamış. Bir gün, köylüleri buna epey bir ısrar ettikten, kolundan tutup onu zorla da olsa Maraş'a götürmeye iknâ etmişler. Mehmet emmi de, ne kadar gönülsüz olsa, bu ısrarlar karşısında daha fazla direnemeyerek köylüleri ile beraber yola düşmüş. Epey bir zaman yürüdükten sonra Mehmet emmim, bir de bakmış ki, yerde bir şey parlıyor. Duruyor, eğiliyor ve o parlayan şeyi eline alıyor, şöyle bir inceliyor ki, bulduğu şey bir dikiş iğnesi! Etrafına bakınıyor, rahatlıyor. İyi! İğneyi bulduğunu gören kimse yok! Bulduğu iğneyi derhal ceket yakasının arkasına iliştiriveriyor ve kendine "hiç bir şey olmamış" havası vermesi gerektiğini düşünerek, yürümeye devam ediyor.

Yürüyor amma içi de hiç rahat değil. Hani olur ya, iğnenin sahibi ya çıkıp da geliverirse? Memmet emmimin içi, başlıyor mu içini kemirmeye!.. Ulan, ne etmeli ki şimdi?!.. Öyle ya, iğnesini düşüren, onu aramaya gelmez mi? Memmet emmimin kafası karışık, doluya koyuyor almıyor, boşa koyuyor dolmuyor. Ne yapsa ki?!.. Valla duruverip: "Ben Maraşa getmekten vazgeçtim aga!" deyiveriyor. Köylüleri hayrette: "Bre Memmet efendi, aha Maraş göründü. Bu kadar yol geldikten kelli, bundan sonrasında vazgeçmek mi olurmuş?" deseler de, Memmet emmim kafaya koymuş bir kere; dönecek! Nesine gerek Maraş muraş! O, bulacağını bulmuş. Köylüleri, ne ettiyseler de, Memmet efendiyi fikrinden döndüremiyorlar ve söylene söylene kendi yollarına devam ediyorlar. Memmet emmim de içinden derin bir oh çekip, izi üstüne geriye dönüyor ve başlıyor yürümeye. Bu arada hava da kararmaya başlıyor. Memmet emmim, "gelen giden var mı" diye arada bir geriye dönüp bakmayı da ihmal etmiyor tabii ki... Ve vakit artık akşam oluyor. Memmet emmim gene başını geriye çevirdiğinde, bir de ne ne görsün; Maraş tarafında bir sürü ışıklar yanıp sönmekte... Amma ışıklar bayağı da bir uzakta, emmimin bu sebepten içi rahat. Emmim nerden bilsin ki, artık Maraş'ın koca bir şehir olmuş, gördüğü ışıklar da şehrin ışıkları... O zannediyor ki; bütün Maraş ellerinde lambalarla yollara düşmüş,"iğneyi" arıyorlar! Keyifle dönüp Maraş tarafına bir daha bakıyor şöyle diyor: "Garcaş goca Maraş garcaş! İnniyi (iğneyi) bulan buldu!"


Geçmiş olsun Maraşlılar! Siz heç boşa zahmet etmen! :))

0 yorum:

Yorum Gönder