Mahalli Sözler, Argo Deyimler, Beddualar ve Atasözleri


ÖNEMLİ NOT: Aşağıda yer alan mahalli deyimler, deyişler ve atasözlerini düzenlerken müstehcen olup olmadıklarına bakamazdık. Neticede amacımız, "argo" tabir edilen ve günlük hayatta halk tarafından çokça kullanılan bu sözleri kendi çapımızda derlemekten ibarettir ve açık-saçık olması da zaten onun kendi karakteristiğidir. Bu nedenle, bu tür deyim ve sözlerden hoşlanmayan arkadaşlar, bu noktadan itibaren sayfadan ayrılabilirler...   

* * *

Mekkeli Ercan'dan...


-"Ulan Para, Allah olmaya Allah değilsin amma şu Dünyada Allah kadar hökmün var!"

-"B.kunu yiyen, keşkülünü taşır!.." (Sigara otlakçılarına hitaben...)


-"Bizi s.kmeyenin si.i sızılar..."


-"Ne zaman birinci geldik ki?!.."


-"Sarhoşa mektup yazma, ya okur ya okumaz!.."


-"Anayı kızından ayıran; para!"

-"(J)Canta düşmek, cantta gitmek..." (Parasız kalmak...)

-"S.kte durmaz Perihan!.." (İstikrarsız ve kaypak adam...manasına...)

-"Benim kör dezzemin oğlu mu?/musun?.." (İyilik/kıyak yapmam için sebep ne?..)

-"Gancık eşşekte alacağım olsun, s.ker gene ödeştirrim!.." (Alacağım sağlam yerde...manasına...)

-"Ben Temiz, Kenan Temiz!.." ("Ben Bond, James Bond" deyişinden mülhem olarak; "bende para yok" manasına...)

-"Biz seni enişte (inişte) de gördük, yokuşta da!.." (Senin ne olduğunu biliriz!..manasına...)

-"Onu diyen getti!.." ("Onu diyen gitti" - Sana iyilik yapılmaz, bu yüzden sözümü geri aldım, bu dediğimden vazgeçtim, sen bu dediğimi unut!...manasına)

-"Çarşı itiynen av avlanmaz!.." 

-"Ondan artan sana girsin!.." (Sözü edilenin ergen olup olmadığına dair çıkan tartışmayı noktalayan cümle!..)

-"Mutluluk paylaştıkça çoğalır, dert ve para paylaştıkça azalır"

-"Aklı g.tveren olmak" (Çok şaşırmak, hayran olmak, hayranlığını saklayamamak...)

-"Hayırlısı kız evlat, tek gider çift gelir."

* * *


-"Acemi y....tan .m bile korkar!.." 
(Çukurova / Mahalli)


-"Ağır daşınan (taş ile) gem döğeller, yeğni (hafif) daşınan g.t sileller!.." 
(Çukurova / Mahalli)


-"Akraba si.i karın ağrıtmaz!.."
(Çukurova / Mahalli)

-"A.ı olanın dini olmaz!"
(Çukurova / Mahalli)


-"Maraşlı'nın tefinin önünde her adam oynayamaz!.."
(Çukurova / Mahalli)


-"Hele sen önce seğlediğini* boya!.."
(K.Maraş / Mahalli)


*Seğlemek: Deriyi şaplamak. (Bir çoğumuz bilmeyiz, Maraş eskiden "dericilik" konusunda, memlekette  önemli bir yere sahip imiş. Bu söz de oradan kalmış. Sabırsız ve durmadan ona buna heves eden insanlar için kullanılırmış. Zira, deri önce "seğlenir", sonra da "boyanır"mış. "Dericilik" ile ikinci ve ilginç bir husus daha var ki, af buyurun "it b.ku", bir zamanlar deri işlemekte kullanılan önemli bir malzeme imiş ve bu iş başlı başına bir "meslek" imiş! Köpekler büyük bir hangarda toplanır, önce bunlara bol bol yiyecek verilir, sonra da eli sopalı adamlar köpeklerin arasına vahşice dalar ve onları korkutarak s.çtırmak için sopaları gösterip şöyle bağırırlarmış: "S.çta kurtul, s.ıçta kurtul!" İşte o zamandan kalma, yukardaki anlattığımız husustan esinlenerek üretilmiş ve elinden bir iş gelmeyen adamlar için söylenmiş bir atasözü var. O da şöyle:

-"Elinden it s.çıttırmak bile gelmez!.."


* * *


-"Evlat yetir, aklını yitir!.."
(K.Maraş / Mahalli)

-"Kuzu da kurdu yer mi emmi?!..
-"Yeer yeğenim yeeer!..."
 (Kör Şükrü / Osmaniye)

* * *

-"Yörüğün yediği yoğurdunan süt, gonuştuğu vırt ilen zırt!.."
  (Çukurova / Mahalli)

-"Adam sandık eşşeği, alnımızı yardı t.şş.ğı!.."
  (Çukurova / Mahalli)

-"Ağaç suda çok kalırsa abanoz olur, çoban kapıda çok kalırsa babanız olur..."
 (Çukurova / Mahalli)

-"Sevdiğinden sığdırası geliyor!.." ("Bu nasıl sevmek" manasına...)
 (Çukurova / Mahalli)


-"Gardaş...Gardaş... Hepsi de gara daş!.."
 (K.Maraş / Mahalli)


-"Bizim gelin hamamın kurnasına, davulun zurnasına koşar!.."
 (K.Maraş / Mahalli)


-"Değirmen cin ocağıdır, döner bildirmez.
   İt keramet sahibidir, ürer bildirmez.
   Avrat baş düşmandır, güler bildirmez".
  (Çukurova / Pozantı / Kaynak: Ferhat Şen)


* * *


-"Süpürgeye s.çar, dört bir yana saçar!.."
  (K.Maraş / Mahalli)

-"Yat yefelek saçlım yat!.. Ne sana var satacak, ne bana var kalacak!.." 
 (Tembel ve mirasyediler için söylenirmiş...)
 (K.Maraş / Mahalli)


* * *

-"Tırnaksız" (Nankör manasına...)

-"Dil dibeği" (Konuşması tatlı ve hoş manasına...)

-"Eşşek gitmez yolları olmak" (Garip ve nahoş huy ve alışkanlıkları olmak manasına)

* * *

-"İt ayağı yeyik gibi gezmek" (Amaçsızca, habire gezinip durmak... manasına)

-"İtin ayağına düşmek" (Ucuzlamak, heryerde bulunur hale gelmek)

-"İşi yok, it daşlıyo!.." 
   (Çukurova / Mahalli) / (Zevzeklik edenler ve boş laf konuşanlar için söylenir...)


-"İtin soğana baktığı gibi bakmak" (Birini veya birşeyi görmekten hazzetmemek, hoşlanmamak, tiksinerek, iğrenerek bakmak manasına...)

-"İtin tikene (dikene) koyduğu..." (Yaka silkilen, berbat adam... manasına)

-"İte paklava haram!.." (İyi, güzel bir şeye, iyi, güzel muameleye layık olmayan kimse...manasına)

-"İte atılacak taş olmak..." (Angarya işlerde ilk akla gelen isim olmak, "kullanılmak" manasına...  / Çukurova/Mahalli)


* * *

-"G.tü kızıl!.." (İşten kaçan, tembel, sorumluluk almaktan kaçınan manasına)

-"G.tüne s.k geçmez olmak" (Eski durumundan çok daha iyi bir duruma gelmek. Zenginleşmek...) (Çukurova / Mahalli)

-"G.tünün yaşı kurumamak" (Başından bela eksik olmamak / Çukurova/Mahalli)

-"G.tünden ağrı(başka) karaltı istememek.." (Kendinden başkasını istememek, bencil olmak manasına...)
  (Çukurova/Mahalli)

-"G.tü ayrı, başı ayrı oynamak" (Fırıldak, üçkağıtçı ve güvenilmez adamlar için söylenir... / Çukurova/Mahalli)

-"G.tüne güvenmek" (Yüreği yetmek manasına / Çukurova/Mahalli)

-"G.tü ile göle düşmek..." (Çok şanslı olmak...manasına  / Çukurova/Mahalli)

-"Götlek" (Çocukluktan çıkmış ama henüz bluğa da ermemiş erkek çocuk)

-"Ala götlek" (Çocukluktan çıkmak üzere olan erkek çocuk / Çukurova/Mahalli)

* * *

-"Kemik indirmiş..." (Hayat tecrübesi çok fazla olan... / Çukurova/Mahalli)

-"Eniğini yemiş kurt!.." (Hayat tecrübesi çok fazla olan... / Çukurova/Mahalli)

* * *

-"Mıklıs" (Cimri / Çukurova /Mahalli)

-"Hakana" (Çiftleşme çağına gelmiş dişi oğlak / Çukurova /Mahalli)

-"Hapa hap olmak" (aniden karşı karşıya gelmek, biri ya da bir durumla beklenmedik bir biçimde karşı karşıya gelmek...manasına / Çukurova / Mahalli)

-"Gürem gürem" (akın akın...manasına)

-"Siğim siğim bir yağmur" (Ağır ağır ama sulu ve uzun süre yağan yağmur...manasına / Çukurova / Mahalli)

-"Bensınmak" (kendine yakın bulmak, kendinden biri gibi görmek...manasına, K.Maraş / Mahalli )

-"Geden (giden) atın alnına vurmak" (Düzgün, doğru ve güzel işler yapan birine müdahale ederek yolunda giden bir işi bozmak... K.Maraş / Mahalli)

-"Elini kuru yere basmak/bastırmak" (Bir işten zararlı çıkmak/çıkartmak...manasına / Çukurova / Mahalli)

* * *


-"Palta dutanınan, ananı s.kenin yanında durma!.."
 (Balta sallayanın yanında durursan bir kaza olabilir, yaralanabilirsin. En kısa zamanda babandan da ayrıl ki, evini barkını kurabilesin, gerine geçimine bakabilesin... manasına.../ Kaynak: Ferhat Şen)

-"İki eli ile bir si.ini doğrultamamak..." (Beceriksiz manasına...) (Çukurova / Mahalli)

-"S.k gibi ortada kalmak!.."  ("Sap gibi ortada kalmak" deyiminin Çukurova versiyonu...)

-"Ağa da ölür, bey de ölür, s.ki böyük abdal da ölür..." (Kim olursan ol, ölümden kaçış yok...manasına / Çukurova / Mahalli)

-"Çok s.kmeyinen çok doğurmaz" (Çok çalışmak ile zengin olunmaz, bir konuda çok fazla ısrar etmek, mutlaka olumlu sonuç alınacaktır anlamına gelmez. Bir iş olacaksa olur, olmayacaksa olmaz, bunun için ısrar etmenin, zorlamanın bir anlamı yoktur...manasına / Çukurova / Mahalli)

-"Hem s.kiyo, hem bağırıyo!.." (Mart kedilerinden mülhem, "hem suçlu, hem güçlü" deyiminin Çukurova versiyonu. Yani, bu iki fiili de aynı kişinin yapması bizim buraların mantığına aykırı...)

-"S.kmediği sıpaya yem takmaz!.." (Çıkarı olmadıkça kimseye bir iyilik yapmaz...manasına)

-"S.ki kıllı!.." (Başa çıkılması zor adam...manasına  / Çukurova / Mahalli)

-"Biz camide kedi mi s.ktik?!.." ("Ne yani, bizim başımız kel mi?" sözünün Çukurova versiyonu...)

* * *

-"Evmek" (Acele etmek, sabırsız davranmak... manasına  / Çukurova / Mahalli)

-"Sekizi verip dokuzu kurtarmak" (Zararı azaltmak için gerekiyorsa yeni harcama  yapmak...manasına  / Çukurova / Mahalli)


-"Kuru yere kurt düşürmek" (Fitne çıkarmakta maharet sahibi olmak manasına / Kayseri / Mahalli)

-"Karpuz calağı" (Eğri büğrü, şekli bozuk küçük karpuz / Çukurova / Mahalli)

-"Bacıyın a.ını eniştenden daha mı iyi bileceen!.."  (İzahata gerek var mı ki?!!!.. Çukurova / Mahalli)

-"Dulukmak" (Bir yerden aşağı düşmekte iken bir şeye takılarak orada öylece asılı kalmak manasına.../ Çukurova / Mahalli)

* * *
-"Gün var ayı besler, ay var yılı besler..." (Ticari anlamda söylenmiş bir sözdür. Esnaflıkta öyle günler olur ki, bir aylık kazancınızı bir günde kazanırsınız. Aynı şekilde, öyle de bir ay olur ki, o ayda bir yıllık kazanç kazanabilirsiniz...manasınadır.  / Çukurova / Mahalli)

-"Cıncık gibi..." ("Yepyeni" ya da Çukurova lehçesinde dendiği gibi "yesyeni" anlamında...)

-"İpini üstüne atmak..." (Yakın olduğu birinden artık illallah deyip, "ne halin varsa gör!.." demek manasına... Malûm, hayvan kısmı, sahibinin denetiminden çıkmasın diye bir iple hep bir yerlere bağlanır, ya da ipin ucu sahibinin elinde bulunur. İpin bağlandığı yerden çözülüp hayvanın üstüne atılması, "artık nereye gidersen git!.." manasına geldiğinden bu durumdan mülhem bu deyim ortaya çıkmış olsa gerektir / Çukurova / Mahalli)

-"Uyuntulamak" (Lüzumsuz bir şekilde, birisi ya da bir konu hakkında bir şeyleri kaşımak, onun özel hayatını deşen laflar ederek, onu zıvanadan çıkarmaya uğraşmak. Buna kısaca; "işin b.kunu çıkarmaya uğraşmak" da denebilir. / Çukurova / Mahalli)

-"Ne s.çtın ki ne sıvayım?.." ("Şimdiye kadar bana ne hayrın dokundu ki şimdi benden bir şey bekliyorsun?.."  manasına / Çukurova / Mahalli)

 * * *

-"Hakını avucuna vermek" (Hak edene cezasını vermek...manasına  / Çukurova / Mahalli)

-"Kıt-sat hatırlamak" (Zar-zor hatırlamak...manasına  / Çukurova / Mahalli)

-"Cığındırık..." (Kurbanlık hayvanların ne et, ne de yağ denebilecek mahiyetteki cıvıkça vücut dokusu... / Çukurova / Mahalli)

-"Cığır cığır..." ("Cığındırık" gibi...)

-"Kürdün gorkağı daşın böyüğüne sarılırmış..." (Kavga ya da tehlike karşısında derhal bir taş aramak bizim milletin en karakteristik özelliklerindendir. Bu da, bu milletin unsurlarından biri olan Kürtlere takılmak için söylenen espirili sözlerden biri işte. Manası: En ufak bir endişe durumunda, bunu hemencecik ölçüsüz bir karşılıkla gidermeyi düşünmek... Çukurova / Mahalli)


-"Döndü dönene kadar göçün önü savuşur..." (Malûm milletimizin önemli bir kısmı zamanında hayvancılıkla geçinirdi. Bundan dolayı da "göçer" olarak adlandırılırdı.. Bundan dolayı da her yıl "göç hazırlığı" yapılmak lazım gelirdi. İşte, burdaki  "Döndü" de bir göçer kadınıdır amma çok da tembeldir. O, göç hazırlığına "ha başladım, ha başlayayım" diyene kadar kervan yola çıkmış olur...  / K. Maraş / Mahalli)

-"Elelcek" (Hep beraber, yardımlaşarak...manasına.... / Çukurova / Mahalli)

-"Alıcı umucu olur..." (Müşteri satıcıdan bir miktar indirim bekler, bu doğaldır...manasına  / Çukurova / Mahalli)

-"Av kazana yakın gerek..." (Kendi bölgende iş yap, ticaret yapacaksan memleketinde yap, uzaklara gitme...manasına.../ Çukurova / Mahalli)

-"Seyirsiz!.." (terbiyesiz, adab, usül ve erkan bilmeyen, küstah kimse... / ./ Çukurova / Mahalli)

-"Gömgöğ zengin olmak" (çok zengin olmak.../ Çukurova / Mahalli)

-"Ehliz..." (Uysal, uyumlu, geçinilmesi kolay insan...manasına... / Çukurova / Mahalli)

-"Hörflenmek..." (Bir anda içine bir korku düşmek, aniden korkuyla ürpermek...manasına... / Çukurova / Mahalli)

-"Cücük çıkarttırmamak..." (Bulunduğu yerde bir başkasının öne çıkmasına fırsat vermemek...manasına... / Çukurova / Mahalli)

-"Zınarmak..." (Daha evvel saygı duyduğu ve çekindiği birine karşı herhangi bir sebepten bu tavırlarını terkederek, o kişiye karşı giderek küstahlaşmaya başlamak... / Çukurova / Mahalli)

-"Göpbele, göpbeleye çıkarmak..." (Sırtüstü yatıp, her iki ayağı küçük çocukların göğsüne dayayıp, ellerinden de tutarak yukarı kaldırıp indirerek onları eğlendirmek...  / Çukurova / Mahalli)

-"Gılliz...." (Gülle, yani misket oynarken bir oyuncunun attığı güllenin yanlışlıkla diğer bir gülleye temas etmesine verilen ad...  / Çukurova / Mahalli)

-"Yalamaç!..." (Çocuk oyunlarında, oyuna hatalı başlayan oyuncunun, "bu sayılmaz, yeniden başlayacağım!" anlamında kullandığı bir deyim  / Çukurova / Mahalli)

-"Son soluk!.." (Son "yalamaç" hakkı...)

-"Zoypantı / Soypantı..." (Maganda, serseri kimse...manasına  / Çukurova / Mahalli)

-"Zırlıkçı..." (Mızıkçı, oyunbozan / Çukurova / Mahalli)

-"Akınmak..." (Rağbet etmek, beğenip gelmek..manasına)

-"Yığrık..." (Utangaç, mahçup...manfasına)

-"Tahtalı salıncak..." (Birden fazla kişinn binebildiği, oturma yeri, diklemesine iplere asılmış uzunca bir tahtadan ibaret, bunun her iki başında iplerden tutunarak ve sırası geldiğinde bir çömelip bir kalkarak salıncağı harekete geçiren iki kişinin ayakta durduğu, diğerlerinin arka arkaya, birbirlerine tutunarak orta bölümde oturduğu bir salıncak türü.)

-"Küfkülü, küfkülüye çıkmak..." (Tahtalı salıncağı hızlandırarak çıkabileceği en yüksek hıza çıkarmak...manasına... / Çukurova / Mahalli))

-"B.kuna basan uyuz olur!.." (Uzak durulması gereken, huysuz ve geçimsiz kimseyi tarif etmek için kullanılan bir deyim... / Çukurova / Mahalli)

-"Boci..." (Çelimsiz ve ufak tefek olduğu halde, olura olmaza, sağına soluna sürekli hırlayıp havlayan sevimsiz köpekler için kullanılan bir kelime  / Çukurova / Mahalli)

-"Peynir ekmek yerler ete para vermezler, birbirini s.kerler g.te para vermezler!.." (Yorumsuz!... / Çukurova / Mahalli)

-"Diz tepiği..." (İş hayatında, siyasette ve ailecilik gibi konularda birbirleri ile rekabet halinde olanların fırsat düştükçe birbirlerine attıkları kazıklardan sonra, kazık atanın kazık yiyen kişiyi düşürdüğü duruma sözde üzülmüş gibi tavır takınması...manasına.../ Çukurova / Mahalli)

-"Yavanlamak..." (Güzel güzel sohbet edip dururken, aray lüzumsuz sözler katarak sohbetin tadını kaçırmaya başlamak...manasına... / Çukurova / Mahalli)

-"Apır zopur lâf konuşmak!.." ("Patavatsızca konuşmak...manasına  / Çukurova / Mahalli)

-"Osur osur ipe düz, sıç sıç boğ!.." (Zırvala zırvalayabildiğin kadar...manasına... Çukurova / Mahalli)

-"Höllenmek..." (Üstüne abanmak, nefes aldırmamak, tepesine çökmek...manasına...Çukurova / Mahalli)

-"Can takırtısı..." (Günlük nafakayı çıkarmak için çabalamak ve bunun için mümkün olan her yola başvurmak...manasına.../ Çukurova / Mahalli)

-"Uğunmak..." (Bu kelimenin iki anlamı vardır. Birincisi, bir olay ya da bir yaralanmadan dolayı derin bir acıya gark olarak kendinden geçmek. İkincisi ise, bizim Çukurova'da topaça kiriştek denir. Çevresine ip dolanarak hızla ileri fırlatılır, aynı anda da orta parmağa geçirilmiş bulunan ipin öteki ucu hızla geri çekilr. Bu hareket neticesinde kiriştek sivri metal ucu (dişi) üzerine yere düşer ve bir süre sağda solda kararsızca gezinir. Akabinde öyle bir an gelir ki, kendini bir noktaya sabitler ve o noktada son derece kararlı ve dengeli bir dönme momentine ulaşır. İşte o an kirişteğin "uğunma" anıdır ve artık o kiriştek o anda uğunuyordur...Aynı şekilde değirmen taşı, kolan, kasnak vb. gibi dönerek iş gören cisimler için de bu "uğunma" işi geçerlidir. ./ Çukurova / Mahalli)  

-"Çıntırık..." (Fiske) ("Çıntırık vursan yarılacak" : Yüzeyi o kadar gerilmiş ki, fiske vursan yarılacak vaziyette...anonim)

-"Zomzom..." (Çöken sis ile beraber hafiften atıştırmaya başlayan yağmura verilen ad...Çukurova / Mahalli)

-"Harmanda s.çtığın, ahırda önüne gelir!.." (Orta Anadolu)

-"El gövdenin gidiştiği yeri bilir." (Orta Anadolu)

-"Gardaştan eyisi gayın, onun da .mına goyum!.." (Kimseden bir fayda yok!..manasına / Adana)

-"Dikiş nakış bok iş, eda belle, naz belle!.." (Genç kızlara nasihat!... Kayseri / Mahalli)

-"Boğasak..." (Çiftleşmek isteyen inek ya da düveler için kullanılan bir deyim... Çukurova / Mahalli)

-"Sarkanak.." (Bu kelime Anadolu'da başta "peynir mayası" olmak üzere çok değişik anlamlarda kullanılsa da, Adana ve havalisinde; "insanı meşgul eden ve işine gücüne bakmasını engelleyen, kişinin dağınıklığına sebep olan şey" anlamında kullanılmaktadır. Mesela: "Her bir sarkanağı bir yerde"... gibi... /  Çukurova / Mahalli)

-"Allah verecek olursa, el getirir, yel getirir, sel getirir, vermeyecek olursa; el götürür, yel götürür, sel götürür." (Çukurova / Mahalli)

-"Damdıra" (Telli çalgıların genel adı....Çukurova / Mahalli)

-"Gelince kaza, daralır fezâ!.." (Rumeli)

-"G.t atmak!.." (Sözünden caymak, kaytarmak...Çukurova / Mahalli)

-"Aferine g.t atmak!.." (Sırf el-alemin gözüne girmek için olmadık saçmalıklar yapmak... Çukurova / Mahalli)

-"Şimşeltmek..." (Bir şeyin ucunu sivrileştirmek...Çukurova / Mahalli)

-"Kabı olmayanın kazancı olmaz..." (İş-güç sahibi olmak için belli bir mekâna, ya da o iş için gerekli alet-edevata sahip olmak gerekir...manasına...Çukurova / Mahalli)

-"S.ke sürtecek kadar bile aklı bulunmamak!.." (Çukurova / Mahalli)

-"Efin-tefin olmak..." (Heder olmak, ziyan olmak, araya gitmek... Çukurova / Mahalli)

-"Gangıldak, gangıldağı çıkmak..." (İskelet, hastalıktan, yaşlılıktan, yokluktan vb. zayıf düşüp, kemikleri çıkmak...Çukurova / Mahalli)

-"(birinin...) canını su etmek..." (Birine önce ümit verip, sonra oyalayarak, bekleterek, işini ağırdan alarak o kişiyi zıvanadan çıkacak noktaya getirmek...)

-"Omuzu kayışlıya baban da olsa güvenme!.." (Bu söz Osmanlı zamanından kalma bir sözdür ve "omuzu kayışlı" tabiri de o zamanın zabit/subay ya da polisinin resmi kıyafetini tamamlayan, omuzdan bele çapraz bağlanan kayıştan mülhemdir. Sözün kısası bu deyim; "resmî zevatın dostluğuna güvenme!.." anlamına gelir. Bu söz bu gün için de geçerlidir desek herhalde yanlış olmaz. Çukurova / Mahalli)

-"Gönül kârda gezer..." (Kimse yaptığı işten zarar etmek, kazançsız çıkmak istemez. Gönlü hep kârda olduğu için zarar etme ihtimalini düşünmek gönlüne hoş gelmez...manasına... Çukurova / Mahalli)

-"Yağmur yağar balçık olur, güneş vurur kesek olur..." (Bahaneci ve yanar-döner adamlar için kullanılan bir deyim...)

-"Ekin göveldekli biçilir..." (Bu deyiş, çiftçilere bir nasihattir. "Göveldekli; henüz tam olarak olgunlaşmamış" anlamına gelir. Bugün bu "gövel" kelimesi, meşhur "yeşil başlı gövel ördek" deyişinden yola çıkılarak, kâh yeşil, kâh gök mavisi renkleri ile karşılanmaya çalışılmaktadır. Halbuki, bu dizeyi dillendiren şair "yeşil başlı" diyerek ördeğin başının yeşil olduğunu zaten tanımlamış, ardından ona "gövel" diyerek de onun daha henüz "toy", yani gelişimini henüz tamamlamamış genç bir ördek olduğunu vurgulamak istemiştir. Bu dizenin de aslında yeni yetişmekte olan genç kızları çağrıştırmak için böyle yazıldığı biraz düşünülürse daha iyi anlaşılır. Şimdi gelelim; "ekin niye göveldkli biçilir", ya da biçilmeli? Çünkü, çiftçi olan iyi bilir ki, ekin iyice yetsin diye beklenirse, bu defa da hava şartları bozulabilir, yağmur, yaş olabilir. İşi sağlama almak için, ekinlerin ekserisi sararmış ise ve havalar da iyi gidiyorsa, ekinin içindeki henüz olgunluğa ulaşmamış olanlar da "yetsin" diye beklemek yerine, "olduğu kadarı ile" ekini biçmek ve mahsülü kaldırmak daha evladır, mal sahibin daha bir menfaatinedir... Çukurova / Mahalli)

-"Geberyatlık..." (Gece geç vakte kadar oturanlar için yatmadan önce yenilmek üzere hazırlanmış atıştırmalıklara verilen ad... Kayseri / Mahalli)

-"Kâr işin devamında..." ("Yaptığım işte kâr edemiyorum diyerek hemen ümitsizliğe kapılıp işini değiştirmeye kalkma! İşinde sebat et, sabırlı ol, sonunda mutlaka kâr edersin"...manasına / Çukurova / Mahalli)

-"Harabatçı..." (Bir ailede, ailenin malına mülküne zarar veren, yok yoluna onların satılıp elden çıkmasına sebep olan adam...Çukurova / Mahalli)

-"Hakı b.kunu ödememek..." (Maliyetini bile kurtarmamak, maliyetin kârdan daha yüksek olması durumu...Çukurova / Mahalli))

-"Bozarmak..." (Kızarmak, yanakların kızarması...Çukurova / Mahalli)

-"Delinin alı yeşili olmaz!.." (Deli delidir...manasına...Çukurova / Mahalli)

-"Deliyi ne s.k, ne de s.kil..." (Deliden uzak dur...manasına...Çukurova / Mahalli)

-"G.te yakın yerden et yememek...) (Öyle sıradan bir insan olmamak, racon sahibi bir adam olmak..manasına...Çukurova / Mahalli)

-"Kâr olsun da beş kuruş olsun!.." (Önemli olan zarar etmemek...manasına...K.Maraş / Mahalli)

-"Kâr, zararın gardaşı!.." (Bir işten kâr etmek kadar zarar etmek de var...manasına...Çukurova / Mahalli)

-"Zonturlu!.." (Gösterişli ve görkemli olan... Çukurova / Mahalli)

-"Görgüsüzün kızı, göğ çaputta çıkınlılı, arastakta sokulu!.." (Korka çekine tuzun yerini soran yeni geline kaynanasının verdiği cevap!..Kendisi çok görgülü olduğu için tuzu çok kıymetli bir malmış gibi göğ çaputa sarıp çıkın eder, onu da arastağa, yani ahşap tavanda bulduğu bir boşluğa sokar, saklarmış!..K.Maraş / Mahalli)

-"Darbız" (Toprağın nemi. Tohumu canlandırmaya yeterli toprak nemi. Misalen: "Darbızın kaçması..."...Çukurova / Mahalli)

-"Bider" (Tohum...Çukurova / Mahalli)

-"Kapaklamak" (Toprak yüzeyinin sertleşerek tohumun çıkmasına mani olması durumu...Çukurova / Mahalli)

-"Cırnak" (Pençe /...Çukurova / Mahalli)

-"Müşteri kapının ardında!.." ("Müşterinin ne zaman geleceği belli olmaz, müşterim yok diye sızlanmak yerine sebatkâr olmak lazımdır" anlamında bir esnaf sözü...Anonim)

* * *

-"Camız yavrusuna malak,
   Ayı yavrusuna manık,
   Deveninkine köşşek,
   Domuzunkine ise cıba"...derler bizim Çukurova'da...

-"Sineğin akıllısı pekmez küleğine biner, şehre inermiş!.." (K. Maraş / Mahalli)

-"Fukaranın yüzü insana soğuk, sohbeti yavan gelir." (Parasız adamı kimse sevmez. Bir yere çıksa gelse, oradakiler; "acaba bizden bir şey mi isteyecek" diye tedirgin olurlar, bu yüzden ona karşı ilgisiz durmanın bunu engelleyecek en iyi tutum olduğunu düşünürler. Yine aynı şekilde; fukara adamın sohbetine itibar edilmez, zira "o kadar kafası çalışıyor idi ise zaten hali vakti düzgün bir adam olurdu" diye düşünülür.)

-"Tek oğlanlı ile tek develinin yüreğinde yağ olmaz!.." (Yörük atasözü / Bir tek oğlu olanlar ile bir tek devesi olanlar daima "ya onu kaybedersem" diye endişe içindedir. İnsanın sahip oldukları yüreğinin yağıdır, eğer bunlardan bir şeyini kaybetse yüreğinin yağı o kadar erir. Ama sahip oluğu şey bir tek ise, yüreğinde eriyecek yağ da yok demektir. Onu da kaybederse buna yüreği dayanmaz. manasına...)

-"Sağda, solda siftinip durmak..." (orada burada aylak aylak dolaşmak...manasına.../ Anonim)

-"Oha var öküz durdurur, oha var saban kırdırır" (Yunus Emre'nin; "Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı, Söz ola ağulu aşı, Yağ ile bal ede bir söz..." dizelerinin Çukurova dilinde ifade ediliş şekli...)

-"Adı böyük, g.tü goğuk!.." (Makam, mevkii sahibi olsa da işe yaramaz adam. Çukurova / Mahalli)(goğuk: kovuk, oyuk)

-"Dili tatlı, mameği kör!.." (Güzel sözlerle herkesin gönlünü alan ama fiiliyatta kimseye bir faydası dokunmayan...) (Ma/memeği: Memesi) / Çukurova/Mahalli)

-"Altından yel geçiyorsa malım var deme..." (Geçimini hayvancılıktan çıkaranlara hitaben söylenmiş bir uyarı sözdür. / Çukurova/Mahalli)

-"Anasının oynaşını görmüş gibi olmak..." (Hiç hoşlanmadığı birisi ile karşılaşınca asabı bozulup suratı asılan kimseler için kullanılan bir deyimdir. / Çukurova/Mahalli)

-"S.ki t.şağına denk olmak" (Sorunu ya da herhangi bir eksiği noksanı olmamak, ya da keyfi yerinde olmak / Çukurova/Mahalli)

-"Çalgap" (belli belirsiz, göze bir anda görünüp kaybolmak, göze görünür gibi olmak..."çalgap gözüme çarptı..." Çukurova/Mahalli)

-"Dişi sakızlı..." (Lâfın altında kalmayan, lâfla baş edilemez, gerektiğinde çirkefleşebilen...manasına.../ Çukurova/Mahalli)

-"Yiğit döküntülü gerek..." (Yiğit olan üçün beşin hesabını yapmamalı, izzet-ikramdan kaçınmamalı...manasına / Çukurova/Mahalli)

-"Aç koynunda ekmek eğlenmez..." (K. Maraş/Mahalli)

-"Daha anasının yuduğu ile durmak..." (Acemi, toy / yuduğu: yıkadığı / Çukurova/Mahalli)

-"Kölgesi/Gölgesi ağır..." (Ağırbaşlı, oturaklı.../ Çukurova/Mahalli)

-"Bir yaştan sonra yolun inişi, d'amın genişi gerek..." (Yorum yok!../ Çukurova/Mahalli)

-"İt kılı, postal bağı!.." (Aslında önemsiz ama anlatanı tarafından çok önemli şeylermiş gibi abartılan konular için kullanılan bir deyimdir... /  Çukurova/Mahalli)

-"Delisi tutmak..." (Yeni çıkmış meyveleri yemekte ölçüyü kaçıranlara "fazlası dokunur, dikkat et!.." anlamında "aman fazla yeme, delisi tutar sonra ha!.." denir.   /  Çukurova/Mahalli)

-"Yavuz at yemin artırır..." (İşinin ehli olan adam emeğinin karşılığını alır...manasına /  Çukurova/Mahalli)

-"Hasta yatana değil, eceli gelene bak!.." (Anonim)

-"Başa gelmedik iş, ayağa değmedik taş olmaz"

-"İte biner gider, gene de göçten geri kalmaz. "

-"Şehire beğ, eve hatun gerek." (K.Maraş/Mahalli)

-“Gelinde dil yok, kaynanada din yok!..”

-"Arıca etek, kuruca yatak" ("Allah elden ayağa düşürmesin, ele bakımlı etmeden canımı alsın.." manasına.../ K.MaraŞ/Mahalli)

-"Yari yar olanın yar sarar yarasını, yari yar olmayanın felek öper anasını.." (Anonim)

-"Hem ayranım dökülmesin, hem g.tüm s..ilmesin!.." (Anonim)

-"Gelinde dil yok, kaynanada din yok! "
(Çukurova/Mahalli)

-"Fakirin selası, zenginin orospuluğu duyulmaz." 

-"S.ktiğine bir şey demiyom da, s.ini g.tüme çaldı, o zoruma gidiyo..."
(Çukurova/Mahalli)

-"Maraştan bir pança toprak alıp denize serpmişler, bütün balıkların g.tü havaya gelmiş!.."
(Çukurova/Mahalli)

-"Karnına düşer, kanını emer, dünyaya gelir, canını emer!.."
(Evladın tarifi / K.Maraş / Mahalli)

-"Davetsiz gelen, döşşeksiz oturur."

-"Çağrılan yere erinme, çağrılmadığın yere görünme!."

-"Çağrılan yere ar eyleme, çağrılmadığın yeri dar eyleme"

-"Çar fakire, çor fakire. Gelen geçen kor fakire"

-"Kapıya vurdum basırık, b.kun layığı osuruk!."

-"Bir değil beş değil, hakka yarar iş değil."

-"Söz dediğin yaş deri, nereye çeksen oraya gider!."

-"Varsa eğer pulun, âlem senin kulun;
   Yoksa eğer pulun, külhan dibi yerin."

-"Getdi ağalar paşalar, itlere kaldı köşeler."

-"Alaca zubun, aç karın, salın gardaşım salın,
   Al şalvar, ayak yalın, salın taşağım salın."

-"Halva şirin, nefis kâfir!."

-"Anteb'in daşı havara, al borcu yaz duvara!."

-"Elin daşı, elin guşu,
   Elin ne işi biter, ne aşı."

-"Bir dirhem gümüşün üstüne oturmaya, bir kantar göt gerek!."

-"Borca baylık, bir aylık!."

-"Beleş olsun da, deve depiği olsun!."

-"Adı ulu, g.tü kuru!."

-"Ağzımı yaktığına göre aş olsa, başımı yardığına göre taş olsa."

-"Alayının adı bir, garanlıkta tadı bir."
(G. Antep / Mahalli)

-"At yedi günde, it yediği günde semirir."

-" Dün bir, bugün iki, merhaba eşşeğin s.ki!."


-"Deveyi düğüne çağırmışlar:
   Dudağım yirik söyleyemem,
   Dabanım büyük oynayamam" demiş.

-"Delinin değirmenini yel dönderir."

-"Issız eve it girer gibi..."

-"Uyuz itte kıllı t.şak ne gezsin?."

-"Gardaşım ağa, avradı hatın, almaz mı beni, gulluğa satın?."

-"Mal malamatı örter."
(G. Antep/Mahalli)

-"Adam şaşırdı mı, avradına dezze dermiş!.."
 (Çukurova/Mahalli)

-"Aldığı sabun, s.çtığı b.ku yumaz oldu!.."
(Çukurova / Mahalli)

-"Merkebe bin at görme, kemik yala et görme!."
(Kastamonu / Mahalli)

-"Adamdan eşek olmasa, eşeğin fiyatı göğe çıkardı!."

-"Dul arvaddan g.t istemek"

-"Get gölde osdur, gurbağalar gorksun!."

-"G.tünü osduruğa, gapını gonşuya alıştırma."

-"Kazan kazana deyir, g.tün karadır!."

-"S.çmır ki garnı acıka!."

-"S.k altında kalar, söz altında kalmaz!." 

(Tebriz / Türkmen atasözleri)
*

-"Malının eksildiğine bakma, yüzünün ağardığına bak!."
(Anonim)

-"Avaralık adama eşşek s...rir."
(Çukurova mahallî)

-"G.tünün kılı tespih ipliğine dönmüş, gözü hâlâ çöplükte!»

-"Allah senin rızkını gün battıktan sonra versin inşallah..."

-"G.tüne göre yayıl!.." 
 (Sivas, mahalli)

-"Gelin girmedik kapı olur da, ölüm girmedik kapı olmazmış.

-"Harman döğen öküzün ağzı bağlanmaz."

-"Kimse s.ktiğine sidikli demez!." 
(Kayseri, mahalli)

-"İçinde it gezmiş yonca tarlası gibi...)
(Doğu Anadolu, mahalli)

(NOT: Sürekli güncellenmektedir...)