18 Aralık 2010 Cumartesi

Ben böyle alışverişin...

Taşımacılığın kervanlarla yapıldığı dönemlerde, Adana'da bu işi tekelinde tutup, başka kimseyi de bu piyasaya sokmayan ve adına da DEVECİLER denir, bir aşiret var. Herhalde pazarda tek başına olmaktan doğsa gerek, türlü huysuzluklarla Adana esnafına çok çektirdikleri söylenirdi. İşte şimdi anlatacağımız bu küçük anekdot da bu konu ile ilgili. Bir gün esnafın biri, başına gelecekleri tahmin edebildiği için, getirttiği malın nakliye ücretini, hem muhtelif para cinslerinden, hem de bozuk para ve kâğıt para olarak ayrı ayrı hazırlamış, nakliyeci hangisinden isterse ondan verecek ve böylece de bir niza çıkmasına fırsat vermemiş olacak. Derken

mal geliyor, nakliyeci malı indiriyor, geliyor sıra nakliye hesabına. Esnaf borcunu soruyor. Deveci diyor ki; şu kadar amma "altın" olarak ver! Adamcağız derhal çıkarıp veriyor. Bu defa deveci altınlara bakıyor, bakıyor ve "yok vazgeçtim, sen bana gümüş para ver!" diyor. Adam derhal altınları alıp, gümüş parayı çıkarıp devecinin önüne koyuyor. Deveci, iyice huylanmaya başlyor. Bu defa da; "ben ondan da vazgeçtim, şu kadarını altın, şu kadarını gümüş, bu kadarını da kâğıt para olarak istiyorum" diyor. Esnaf, devecinin bu isteğine de "hay hay" deyince, deveci dayanamıyor: "Ben böyle alışverişin anasını, arvadını s.....m ulan!" deyip, yine de adamın gırtlağına sarılıyor!


Öyle ya! Böyle kavgasız nizasız alışverişin ben de ta.... :)))

0 yorum:

Yorum Gönder