13 Ekim 2010 Çarşamba

Meşe külü testi

Bu hadiseyi, Osmaniye'nin meşhur ayakkabı boyacılarından biri olan Şamlı Dayı'dan bizzat dinlemiştim. Hikayeye geçmeden önce rahmetli Şamlı Dayı'dan da kısaca bahsedeyim.


Şamlı Dayı, aslen Balkan göçmeni bir aileden. Osmanlı zamanında, Balkanlardan Şam vilayetine gelmişler. I. Dünya savaşıyla beraber, o topraklardan çekilmek zorunda kaldığımız zaman, onlar da kalkıp Osmaniye'ye gelmişler ve buraya yerleşmişler. Askerliğini jandarma olarak Siirt/Pervari'de yapmış ve Pervari'nin bir köyünde görüp sevdiği bir Kürt kızını, askerlik dönüşü almış ve Osmaniye'ye gelin getirmiş...Yıl da, 1940'lı yılların başı olsa gerek. Evlendiklerinde, eşi tek kelime Türkçe bilmezmiş ama ölene kadar birbirlerini çok sevdikleri herkesin malûmuydu. Bir boya sandığıyla da çoluğunun çocuğunun hepsini okuttu. Uzun boylu, renkli gözlü, sarışındı. Gençliğinde yakışıklı bir adam olduğu belliydi. Eşi, Şamlı Dayı'dan önce vefat etmişti. Eşinin vefatını, yaşlı gözlerle şöyle anlatmıştı: "Enişte, (bu onun genel hitap şekliydi) sabahleyin kalktı, bahçedeki tuvalete gitti. Epey bir zaman geçti ama gelmez ki, gelsin! Seslendim, ses yok! Kalkıp baktım ki, orda öylece gitmiş be enişte! Camız gibi avrat gitti be enişte!" Eşininin vefatından sonra, kendisi de pek fazla yaşamadı zaten...İkisine de Allah rahmet eylesin.



Gelelim şu "meşe külü" meselesine...Efendim, bir kış günü, çarşı esnafından bir gurup, kaldırımda oturmuşlar, kendi aralarında sohbet ediyorlar. Derken, nasıl oluyorsa oluyor, bunlardan ikisi arasında "i.nelik" meselesinden bir tartışma çıkıyor. Bunlardan biri, Osmaniye'nin meşhur terzilerinden, Terzi K.... İkisi de birbirini, ciddi ciddi "i.ne" olmakla suçluyor. İş giderek ciddiye biniyor ve adam Terzi K....'a şöyle bir öneri getiriyor: "G.ne güveniyosan, karşı kahvenin sobasından meşe külü getirtelim ve onu Ahmet Efendinin yazıhane masasının camına serelim ve masanın üstüne çıkıp, sırayla küle yellenelim! Sağlam olan külü dağıtır, altındaki camı gösterir, var mısın?" diyor. Terzi K...., bakıyor iş ciddi...Biraz durup düşünüyor ve cevabını veriyor: "Vallaha gardaş, ne yalan söyliim, ben güçcüklüğümü tam olarak hatırlayamıyom!.."


Teslim bayrağı!!!

...

0 yorum:

Yorum Gönder