20 Ekim 2010 Çarşamba

"Efsanevi" Adana-İstanbul Uçuşu

(18+) Müjdat Hoca'yı bir önceki yazımızda size iyi kötü tanıtmaya çalışmıştık. Şimdi bu macerasını duyunca, zannederim hakkında daha sağlam(!) bir kanaat edineceksiniz.


Hoca, bir işi vesilesi ile İstanbul'a gidecek, Adana'dan uçağa biniyor. Uçak havalandıktan sonra malum, servis başlıyor. Servis devam ederken, hosteslerden biri, kokpite giden koridorun hemen başında, tuvalet kapısının hemen yanında durmuş, Müjdat Hoca'yı "kesiyor". Gözgöze geldikleri anda, Hoca'ya "hadi" anlamında bir baş işareti yapıyor ve tuvalete giriyor.

Hoca diyor ki:


"Hemen yerimden kalktım, tuvalete doğru ilerledim ve tuvalet kapısını açtım. Amman demeye kalmadı, hostes bana ateşli bir şekilde sarıldı. Ama yer çok dar. Bir taraftan aıeşi söndürmemeye, bir taraftan da, işi nasıl ve nerede yapmam gerektiğini kestirmeye çalışıyorum. Birden aklıma lavabo geldi. Hostesi birden kucaklayıp kaldırdım ve lavaboya oturttum. Sonra..." diyerek olayı safha safha anlatıyor ki, burada anlatmak demek, "youtube"den sonra "blogspot" sitelerinin de kapatılma nedeni olabilir. 


Gerçi, sonrası da meçhulünüz olacak değil elbette ya...Neyse, Hoca üstüne düşen vazifeyi yapmanın huzuru içinde koltuğuna dönerken, uçağın Yalova üzerinde ve alçalmakta olduğu anonsunu duyuyor. Kaptan Pilot, personel ve yolculardan "kemer bağlama"larını istiyor. Yani, zamanlama mükemmel! Bu da Hoca için "rutin" durumlardan biri, anlatıyor geçiyor işte... Kendi anlatıp geçiyor ama biz öyle miyiz? Zenginin malı züğürdün çenesini yorar misali, bunu orda burda dillendirmekten geri durmuyoruz. Yine bir gün, Hoca'nın bu hikayesini dillendirdiğimiz bir arkadaş ortamında, hem yeni bir "maden" keşfetmiş, hem de "meselenin" büyümesine vesile olmuştuk. Her işte bir hayır var ya hani, işte öyle...


Teferruatı bir sonraki yazıda...Amman ağzınızı sıkı tutun! :)))




Devamı burada: http://memleket-hikayeleri.blogspot.com/2010/10/bu-mujdat-hoca-yalan-soyluyor.html



...

0 yorum:

Yorum Gönder