17 Şubat 2011 Perşembe

"Borcun ne gadar Mustafam?!.."

Mustafa Yargıcı merhum, Osmaniye'nin sayılır ve sevilir simalarından biri idi. Epey bir zaman, şimdiki Müftülük binasının karşı sağ çaprazında, ziraî ilaç vb. satışı yapardı. Daha sonra da petrol istasyonu çalıştırmıştı bir müddet rahmetli. Ayrıca avcılığa ve yemeğe düşkünlüğü ile de bilinirdi.

İşte bu Mustafa amca, o; ziraî ilaç işi ile iştigâl ettiği zamanlarda (60'lı yıllar..), nasıl olmuşsa olmuş, epey bir borca girmiş, tabir yerinde ise tam anlamı ile patırdıyor... Onun bu durumundan arkadaşları da haberdar tabii ki... O günlerde, en yakın arkadaşlarından avukat Burhan Bozdoğan'ın babası "Himmetoğlu", Kadirli'den Osmaniye'ye, oğlunun yanına geliyor ve bu vesile ile Mustafa amca ile karşılaşıyor. O da oğlu vasıtası ile Mustafa amcanın durumundan haberdar oluyor ve haliyle kaygı edip, Mustafa amcaya soruyor:


- Nasıl ettin borcu Mustafa?

- Ödeyeceğim Allah'ın izniyle emmi!..

- Nasıl ödeyecen Mustafam?!..

- Payas'ınan İskenderun arasında bizim bir tarlamız(*) var, bilmem biliyon mu emmi?...

- Eee Mustafam?..

- İşte o tarlaya 10 dönüm batlıcan, 10 dönüm biber, 20 dönüm domatis ekeceem, bunları da satıp, borcumu ödeyeceem emmi...

- Borcun ne gadar Mustafam?!..

- Yirmidörtbin lira emmi...

Borcun miktarını duyan Himmetoğlu duruyor duruyor, biraz düşündükten sonra:

- "Vallaha, domatisinen, batlıcanınan ödenecek bir borca benzemiyo bu Mustafam. Allah sana golaylık versin!.." deyip, gidiyor...

Ne yapsın başka Mustafa amcam ki, ödemeye çalışıyo borcunu işte!..

--------------------------------------

*(O tarla, şimdi İskenderun Demir Çelik Tesisi'nin içinde kaldı...)

0 yorum:

Yorum Gönder