.
Mesane illetinden rahatsız olan Sultan Reşada ölümünden iki yıl evvel Almanyalı Profesör (İzrael) ameliyat yapmıştı.
Yıldız sarayında hasta döşeğinde yatan hünkârı, sadık bendesi seresvabi(esvapcıbaşı.VB) Sabit Bey, ameliyat odasına dönüştürülen salona götürdü. Padişah, Sabit Beyin omuzuna dayanarak güçlükle yürüyordu. Hekimlerle muavinleri ise yandaki salonda bekliyorlardı.
Sultan Reşat doktorlarla helâllaştıktan sonra kıbleye dönerek:
«Yarabbi! Eğer ben milletim için hayırsız ve bahtsız isem beni şu masanın üzerinden sağ kaldırma»
dedi ve cesaret ve tevekkülle ameliyat masasına yattı.
Bu sırada Alman doktor padişahın yanına geldi. Onun şişmanlığını ve bacaklarının çarpıklığını görünce:
-«Zatı şahaneye hiç bakmamışsın. Bu ne hal?» dedi.
Padişah, yanında duran başmabeyinci Lütfi Simavi Beye ne söylediğini sordu. Lütfi Simavi müşkül vaziyette kaldı. Fakat bir saniyede kendisini toplayarak cevap verdi:
-«Maslahat-ı hümayunun azametinden hayran olarak şahane bir şey!»
diyor.
Bu sözlerden memnun ve müsterih olan Sultan Reşat:
-«Gâvura söyleyin Almanca maşallah desin. Hareme de haber yollayın tütsü hazırlasınlar»
dedi.
Oradakilerin hepsi de tekrarladılar:
-«Maşallah, maşallah...»
...
19 Haziran 2020 Cuma
GÂVURA SÖYLEYİN ALMANCA MAŞALLAH DESİN, HAREME DE HABER VERİN TÜTSÜ HAZIRLASINLAR
Gönderen
Hikayeci: Vecihi Batmaz
zaman:
13:07
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
Tarihi Hikayeler
0 yorum:
Yorum Gönder