12 Eylül 2017 Salı

Derdim çoktur, hangisine yanayım

.

Bugün sizlere anlatacağım hikaye, yaşanmış bir hikayedir.

Adam, yılların tapu müdürü.
Bir gün nasıl oluyorsa şeytana uyuyor ve büyük bir menfaat karşılığı, bir tapu işleminde yolsuzluğa tevessül ediyor. Ediyor ama çok sürmeden de kolluk kuvvetleri tarafından suçüstü yakalanıyor ve konu mahkemeye intikal ediyor. Suç büyük, dolayısı ile cezası da büyük! Durumu inceleyen müdürün avukatı cezadan kurtulmanın tek çaresi olarak, müvekkiline cezasının kendisine ancak “deli raporu” alabilirlerse hapise girmekten kurtulabileceğini söylüyor. O da, “hiç yoktan iyidir” diye düşünerek avukatın bu önerisini kabul ediyor.

Sözü uzatmayalım, bunun için gerekli girişimlerde bulunuluyor ve müdür de cezaevine gitmek yerine, deli olup olmadığının tespiti için bir akıl hastanesine sevk ediliyor. Bu durumu bir “ehven-i şer”(kötünün iyisi) olarak gören müdürün içi de böylece bir nebze olsun ferahlamış oluyor. Oluyor olmasına ama, çok geçmeden akıl hastanesinin cezaevinden bile kötü bir yer olduğunu anlaması da çok uzun sürmüyor!