2 Şubat 2011 Çarşamba

Aynı senin konuştuğun gibi...

Bir Zeki (Özdemir) abimiz var, Allah selamet versin, şu an yaşı altmışın üstünde. Hiç evlenmedi ve hiç bir şeyi kendine dert edinmedi şimdiye kadar... Zayıf, ince uzun boylu ve çok da meraklı bir adam... Eline, tanıdık tanımadık, birini geçirdi mi, mevzu ne olursa olsun, karşısındakini baydırana kadar, sorar da sorar. Ayrıca, kekeme de olduğu için, karşısındakine verdiği meşakkat, ikiye katlanır. İşte bu Zeki abi, bir kaç yıl önce muayene için devlet hastanesine gidiyor. Koridorda muayene sırası beklerken, yanında kendisi gibi sıra bekleyen kendinden daha yaşlı bir amcayı gözüne kestiriyor ve bu amcaya: "Ge...Ge..Geçmiş olsun e e emmi, se se senin ne ne neyin va va var?" diyerek lafa bir girizgâh yapıyor. Amca bu soruyu, pek de umursamaz bir tavırla: "İdrar yolları rahatsızlığı..." şeklinde kısa bir cevapla geçiştiriyor. Ama Zeki abinin amcanın yakasını bırakmaya niyeti yok! Lafı soğutmamak için derhal ikinci soruyu yapıştırıyor: "Nnn..ne gi gi gibi bibb bir şşşşşik şik şikayetin va va var?" Amca, eski kulağı kesiklerden olmalı ki, Zeki abimin niyetini anlamış ve bu muhabbeti sürdürmeye hiç de niyetli olmadığını, şu cümleyle ifade ederek mevzuya noktayı koyuyor: "Şikayetim şu ki; aynen senin konuştuğun gibi işiyorum, yeğenim!.."


Diyecek fazla bir şey yok! Geçmiş olsun emmi!..

0 yorum:

Yorum Gönder