14 Ağustos 2011 Pazar

Rottweiler de iyi silahtır ha!..

Allah rahmetini üzerinden eksik etmesin, "silahlar" ve "narkotik camiası", Hamdi Lokur (Akın) abimizin özel ilgi alanı içerisinde idi. Yanlış anlaşılmasın diye hemen belirtelim ki, merhum abimiz kendisini, ülkemizdeki "yeraltı camiası" hakkında "önemli bilgilere(!)" sahip ender insanlardan biri olarak görür, bu konuda mecbur kalmadıkça çok konuşmaktan kaçınır bir adam tavrı sergilemeyi ve çevresine de; "bir konuşursa yer yerinde oynayacak" bir adam görüntüsü vermeyi severdi. Bunu da inceden, (Osmaniye'de girip çıktığı yerler(!) hariç) her yaz düzenli olarak gittiği İstanbul'da, Narkotik şubede görev yapan teyzesinin oğlu ile geçirdiği vakitlerde yaşayıp gördüklerine dayandırırdı.

İşte, onun bu yapısını en iyi bilen, hem en sevdiği, hem de çok "gıcık" olduğu halde bir türlü vazgeçemediği arkadaşlarından biri olan Muhtar (Taşkaya) abimiz, yine bir gün bunun yanına sokulmuş, onu konuşturmak için, sözlerinde son derece ciddi ama  "konunun cahili" olduğunu kabul eden tevazuu sahibi bir adam edası ile ve "Hamdi Baba!.." kelimeleri ile başlayan cümleler kurarak ona silahlar hakkında başlıyor sorular sormaya. Ve tabiatı ile, bu şekilde el altından usul usul  başlıyor "Hamdi Baba"yı kaşımaya!.. Kâh "Smith-Wesson" diyor, kâh "Magnum, Parabellum" diyor, sonra dönüyor "14'lü Umman" diyor, bunların arasındaki farkları soruyor, oradan atlayıp geliyor "7.65" meselesine... Derken derken, nihayet getiriyor "Hamdi Baba"yı kıvama!.. Hamdi Baba, istimi almış bir kere, ağır ağır hızlanan bir lokomotif misali, gönülsüzce ve "cahil" bir adamın anlayacağı tarzda kurduğu cümlelerle başladığı "izahat"larını bir kenara bırakıp, giderek daha detaylı ve "profesyonel" cümlelere geçiş yapıyor. Hamdi abimin konsantrasyonu böylece tam tavan yapmaya yaklaşmışken Muhtar abim birden lafa giriveriyor:


-"Hamdi Baba, peki ya bu Rottweiler nasıl bir silah?!.."

"Hamdi Baba", önüne alıp kolunu dayadığı tahta sandalyeyi hafiften kenara alıp, etrafını almış "meraklılar(!) taifesi" ile birlikte Muhtara abimizi de küçümser gözlerle süzdükten sonra parmakları arasında küçücük kalmış "cıgarasından" son bir fırt daha çekip izmaritini yana doğru fırlatırken:

-"Haa bak bu Rottweiler de iyi silahtır ha!.. Ondan Türkiye'de 3-4 tene var..."

diyor. Arkasından da hayretle gözlerini ayırarak Muhtar abiye:

-"Sen nerden biliyon bunu lan?!.." diye soruyor.

Tam bunu dediği anda, oradakilerden biri Muhtar abimizi işaret ederek:

-"Yav Hamdi baba, tamam da, bunun Rottweiler dediği şey bi köpek cinsi değil miydi ki?!.."

deyince Hamdi abimde şafak atıyor!.. Anlıyor ki, bu "kitapsız Muhtar", ne etti etti, sonunda kendisini bir kere daha tezgaha getirdi!.. Bittabi, beyaz bayrak çekip teslim olacak ve milletin ağzına laf verecek hali yok, derhal toparlaması lazım.

Sağ elinin orta ve işaret parmağını üst üste koyup Muhtar abiye doğru öfkeyle sallayarak:

-"Bu var ya bu!.. Bende kafa mı bıraktı bu şerefsiz, bre gardaşım!.. Arka arkaya habire sorup durunca ben de karıştırdım en sonunda!.."

diyor ve kendince vaziyeti bir nebze de olsa kurtarmış oluyor!..

Mekanın cennet olsun Hamdi abi!.. :))

.


2 yorum:

Adsız dedi ki...

HAMDİ BABA ÖNCE HAYRETLE GÖZLERİNİ AYIRARAK SEN NERDEN BİLİYON LAN O SİLAHI,TÜRKİYEDE 3-4 TENE VAR DİYOR.EKLEYİM DEDİM...

Hikayeci: Vecihi Batmaz dedi ki...

Evet ya, bak orasını atlamışım. Teşekkürler katkı için :))

Yorum Gönder