18 Ağustos 2011 Perşembe

Bu filmi yedi kere gören tam hacı, üç kere gören yarım hacı!...

Bugün sizlere güzel Gazi Antebimizin güzel insanlarından birini, Ali Nakıpoğlu'nu, daha doğrusu çok bilinen adı ile "Nakıp Ali"yi tanıtmak istiyorum.

Efendim, merhum Nakıp Ali (1891-1969), Gazi Anteplilerle sinemayı ilk tanıştıran, sinemaya ve sinemacılığa gönül vermiş bir kişidir. Memleketinde son derece mütevazi ve "gözü gönlü bol" bir insan olarak tanınan Nakıp Ali'nin o zamanlar "Asri Sinema" adıyla faaliyete geçirdiği, sonradan "Nakıp Sineması" adını alacak olan o ilk ahşap sinemasının yerinde bugün "Sinepark Nakıp Ali Sinemaları" adı ile faaliyet gösteren bir sinema kompleksi bulunmakta ve Nakıp Ali'nin adını böylece yaşatmaktadır. Konunun tarihine dair detayları merak eden arkadaşlar, hikayenin sonunda vereceğim link üzerinden ilgili siteye ulaşarak bu detayları oradan okuyabilirler. Şimdi biz bu küçük bilgilendirmeden sonra, böylece onunla ilgili bir iki küçük hikayeyi sizlere nakletme işine geçmiş olalım:

Nakıp Ali, bir gün Antep'e bir "Hac Filmi" getiriyor. Ne kadar cami hocası varsa hepsini toplayıp önce onlara güzel bir ziyafet çekiyor. Ardından da, ("hocalara özel" olmak üzere), kendilerine bu filmi izlettiriyor. Sonrasında ise, nereden(!) çıktığı bilinmez bir söylenti şehre yayılıyor:

"Bu filmi yedi kere gören tam hacı, üç kere gören yarım hacı sayılır!.."

Arkasını söylemeye gerek var mı? Film, Nakıpoğlu'nun sinemasında haftalarca gösterimde kalıyor. Hatta bir ara yaşlı bir kadıncağız geliyor ve Nakıp Ali'ye diyor ki:

-"Evladım, ben iki defa geldim bu filime ama üçüncüye param kalmadı. Sevabına... Bari yarım hacı olayım"

"Gir bacım gir hadi" diyor ve arkasından da ekliyor Nakıp Ali:

-"İstersen dört sefer daha gel. Para mara istemez!.."

Böyle de gözü gönlü bol bir adam...

Fakat, hepsi bir yana, Nakıp Ali'nin beni çok güldüren bir hikayesi daha var ki, o da; Nakıp Ali'nin bir gün belediyeye giderek 25 kuruş olan sinema biletini 34 kuruşa çıkarmak için müracaatta bulunması meselesi...

Onun bu müracaatına belediyenin verdiği cevap şu:

-"Sinemana kalorifer yaptırırsan, koltukları da marokenle kaplatırsan, olur"

Belediyeden gelen bu cevap, Nakıp Ali'nin kafasının tasını attırmaya yetiyor ve o öfke ile gidip belediyeyi basıyor ve diyor ki:

"Ulan pazarda biber kendi kendine kalorifer mi taktırdı da 8 kuruştan 10 kuruşa çıktı? Patlıcan kendini marokenle mi kaplattıda 12 kuruştan 20 kuruşa çıktı?!!.."

* * *

Son olarak, Nakıp Ali'den haberdar olmamızı sağlayan değerli gazeteci, şair ve yazar ağabeyimiz sayın Ülkü Tamer'e bu vesile ile buradan teşekkürlerimi sunup, gıyaben de olsa ona olan saygı borcumu ödemek istiyorum: Teşekkürler Ülkü Abi!..

* * *

Daha fazlası için bknz.: http://www.siirparki.com/oyku29.html

0 yorum:

Yorum Gönder