6 Mayıs 2020 Çarşamba

Yeter ki, Cenâb-ı Allah vermeyi dilesin!

.

Adamın biri şuraya buraya bir hayli borçlanmış. Ödemekten âciz kalmış: “Ayasofya’nın top kandili altında kırk sabah namazı kılarsan borcundan kurtulursun!.” diyerek, buna akıl vermişler. Adamcağız da cânı gönülden kabul ederek otuz dokuz sabah Ayasofya’da top kandilin altında sabah namazı kılmış.

Kırkıncı sabah aşk ve muhabbetle daha ortalık karanlık iken acele sokağa çıkmış, câmiye koşa koşa giderken bir adama çarpmış, başından külâhı yere düşmüş, eğilip aldıktan sonra doğruca camiye varmış, top kandilin altına gidip sabah namazını kılmaya başlamış. Namazdan sonra oturup Cenabı Hak'kın ihsânını beklemeye başlamış.

Câmiin içinde ne kadar insan varsa adamcağızın yanına gelip ona kese kese olup para vermişler, Kısa bir süre sonra adamcağızın önünde bir hayli akçe yığıla kalmış!. Nihayet yanına caminin imamı yaklaşarak:


 — “Kardeşim, haydi paraları al da git... Allah imanını kabul etsin. Yalnız sünnetten evvel başının kabını değiştir. Müslümanlara mahsus olan kavuk ve sarık al da başına geçir!..” demiş.

Adamcağız bu sözden bir şey anlamamış ama, elini başına götürmüş, bir de ne görsün?. Başında bir papaz külahı var!

Meğer yolda çarpıştığı adam papazmış. Onun da serpuşu düşmüş, bizimki kendi kavuğu yerine basma onu alıp geçirmiş. Cemaat de bir papazın Müslüman olup namaz kıldığını görünce, keselerini açmış, ona sünnet akçesi vermişler!.

Adamcağız ellerini semâya kaldırmış ve demiş ki:

 — Ey Rabbim!. Âmenna ve saddeknâ!.. Veriyorsun, veriyorsun amma, adamın başına da papaz külahını giydiriyorsun!..

...


0 yorum:

Yorum Gönder