Neyzen Tevfik'den ibretlik cevap

Neyzen Tevfik merhumun, içkiye, içmeye düşkün olduğunu ve bunun için de avamın devam ettiği salaş ve izbe mekânları tercih ettiğini hemen herkes bilir.

Yalnız şunu da bilmeli ki, aynı zamanda, İzmir Mevlevihanesinde yetişmiş bir Mevlevidir de o.

Merhum işte yine bir gün, sırtında ney torbası ile meyhanenin birine dalmış, müsait bulduğu bir yere çökmüş, etrafı seyrediyor.

Bir de bakıyor ki, yan masalardan birinde iki kişi hem içiyor, hem de dini meselelere dair konulara yorumlar getiriyorlar.

(Pek çoğumuz hem ummayız, hem bilmeyiz ama dini meselelerin en çok tartışıldığı mekânların başında meyhanelerin ön sıralarda yer aldığı araştırmalarla sabittir. Neyse, devam edelim…) 

Neyzen bunlara bir müddet kulak kesiliyor ve sonra da konuya müdahil olma gereği duyarak ve “şimdi söz bende” dercesine elini kaldırarak:

-“Orada durun bakalım! Deminden beri sizi dinliyorum, fakat yanlış şeyler konuşuyorsunuz. Demin dediğiniz meselenin aslı o değil, budur. Filanca zatın o sözü söylemesindeki hikmet şudur. O şöyledir, bu böyledir”

diyor ve konulara öyle yerlerinden giriyor, öyle yerlerinden çıkıyor ki, sadece muhatapların değil, ister istemez konuya kulak misafiri olan diğerler dinleyicilerin de hayranlıktan ağızları açık kalıyor!



Neyzen sözlerini tamamlayınca, dinleyenlerden biri dayanamayarak:

-“Yahu Neyzen, sen bu mevzuları bu kadar derinine biliyordun da, peki buralarda işin ne o zaman?..”

Deyince, Neyzen ona şöyle cevap veriyor:

-“Herkes rabbini bir şeyde bulur. Ben de rabbimi bunda buldum” diyerek rakı şişesini işaret ediyor ve daha da başka bir şey demeden, torbasını sırtına vurup, gidiyor!

KISSADAN HİSSE:

Nasıl ki her gördüğünüz sakallı Hacı, Hoca değilse, her içki içen de Allah’ın lanetli kullarından değildir. Hüküm verirken tedbirli olun derim. Zira Cenab-ı Allah’ın sadece camilerde değil, meyhane vb. gibi yeryüzünün diğer her yerinde, her kesimden insandan dostları vardır ve siz onları üzerseniz, sizi onlardan çok daha fazla “üzerler” sonra…

Demedi demeyin…