19 Temmuz 2012 Perşembe

HACI HÜSEYİN EFENDİ AĞIDI


Şurası muhakkak ki, Türklerde ağıt geleneği çok eski bir gelenektir ve bu ağıtları da erkeklerden daha çok kadınlar söyler.

Ölümler, doğal afet ve felaketler, savaşlar vb. gibi sarsıcı hadiselerin yol açtığı acılar bu ağıtların söylenme sebebidir. Dikkat çeken husus ise, ağıdı söyleyenin acı haberi alır almaz dizlerinin üzerine çökerek döğünmesi ve döğünürken de bir taraftan bu dizelerin bir anda ağzından dökülmesidir. Yani, bu dizeler için önceden hiç bir hazırlık yoktur, o anda ve bir anda söylenirler.

Anadolu'nun hemen her yerinde söylenen ağıtlara bakıldığında, bu ağıtların 7-8-10 hece düzeninde söylendiği görülür. Fakat 8 heceli ağıtlar daha yaygındır. İşte aşağıdaki ağıt da, Osmaniye'nin tanınmış simalarından Hacı Hüseyin Efendi'nin vefatı dolayısı ile yeğeni tarafından söylenmiş (8 heceli) bir ağıttır.


Görünür İmran dağları
Ömürlü olsun sağları
Dayım beriden varırken
Karşılar Cerit Beyleri

Dayımın öldüğü gece
Kapandı hanlar dükkanlar
Şimdi karşılar dayımı
Küheylan atlı yiğitler

Dayım giyer elma kürkü
Atı yavuz kırar örkü
Bayrama çağır beklerim
Arifi getirir belki

Dayım karyolada yatar
Gelmezse çiftliği batar
Eski günü bilir misin
Derviş atı ceren tutar

Ben burada oturamam
Şelek ağır götüremem
Sen olmazsan kul olduğum
Şıha* gelin getiremem

Dayın çiftliğe gidiyor
Arif atını gemlesin
Hemi ağa hem efendi
Mezarına nur damlasın

Dayımın öldüğü gece
Kapandı hanlar çarşılar
Sakalı şerif gelirken
Kırk atlı ile karşılar

Gani benim dayım gani
Fakir fıkaranın yanı
Dayın derviş ata biner
Yem yemezdi cuma günü


(*) Şıh: Mehmed Lütfi Sezgin



0 yorum:

Yorum Gönder